GENETİĞİMİZLE OYNUYORLAR!


GENETİĞİMİZLE OYNUYORLAR!

Bundan 20-30 yıl önce bilim-kurgu filmlerinde izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz teknolojiler oldukça uzak ve ulaşılması zor gelirdi. Şimdilerde hayal gücümüze yetişen bir teknoloji var artık. O filmlerde izlediğimiz, kitaplarda okuduğumuz birçok “kurgu” gerçeğe dönüşmüş durumda.

Henüz çok yaygın olmasa da kısa bir süre sonra hayatımıza girecek etkileşimli otonom araçlar yollara çıktı. Uçan arabalar test aşamasında. Uzaktan erişimle her şey yapılabilir durumda. Uzayda yaşam için geri sayım başladı. Korkutucu bir hızla sosyal hayatımızı değiştirmeye başlayan teknoloji, elbette tıp alanında da hızlı bir gelişim ve değişim sürecine ışık tutuyor. 

Son yıllarda elde edilen bilgiler ışığında hastalıklara karşı yaklaşımlar hızla değişmeye başladı. Korkulan bazı hastalıklar, eskiden tedavisi mümkün olmayan birçok hastalık kontrol altına alınabiliyor. Hastalıklar daha oluşmadan tahmin edilebiliyor, hastalığın seyri öngörülebiliyor. Şu an bile uygulanmaya başlayan teknolojiler tıpta şimdiden başka paradigmaları tetiklemiş durumda. Kısa bir süre sonra ise tıpta muhteşem bir dönüşüme şahit olacağız. 

Daha önce duymadığımız, bilmediğimiz teknolojiler ve yöntemler teşhis ve tedavilerin parçası olacaklar.

Bu gelişmelerin kilit rollerinden birini “Genetik” bilimi oynuyor.

2000’li yılların başında tamamlanan “İnsan Genom Projesi”nin hemen ardından başlatılan “Kanser Genom Projesi” 2013 yılında sonlandırıldı. Kanserlerde başrol oynayan 602 gen ve 3 milyon varyasyonun ortaya çıkartılmasının ardından onkoloji alanında ezber bozan gelişmeler de ardı arkasına gelmeye başladı. 

Sadece onkoloji alanında son 6 yılda 22 farklı endikasyonda 68 yeni ilaç ruhsat aldı. Kemoterapinin yerini hedefe odaklı, işlevi bozulan gen ve proteinlere yönelik ilaçlar almaya başladı. Bağışıklık sistemimizi atlatarak kendini gizleyebilen kanser hücrelerini tespit edebilir ve bağışıklık sistemine kanserli hücreleri tanıtmayı becerebilir duruma geldik. Birçok kanser türünde tedavi şemaları şimdiden değişmeye başladı bile. 

En önemli gelişme kişiselleştirilmiş tedaviler alanında kendini gösterdi, kanser başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde hastanın ve hastalığın genetik farklılıklarına göre farklı tedavi protokolleri uygulanıyor. 

Kanser tedavisinde artık genetik yapıdaki farklılıklara göre farklı tedavi protokolleri uygulanıyor. “Genetik Profilleme”, “Genetik Haritalama” diye adlandırılan yöntem ile hastanın kanser dokusu inceleniyor. Yüksek teknolojili analizler ile kanser DNA’sı ayrıştırılıp dizileniyor. Kanserle alakalı tüm genler ve proteinler inceleniyor ve kanser hastalarının genetik farklılıkları ortaya konuluyor. Elde edilen veriler ile hastaya hangi ilaçların faydalı olup olamayacağını saptamak mümkün. Böylece doktorlar hastalarının fayda göreceği ilaçlardan oluşan bir tedavi protokolü hazırlayabiliyor. Adına “kişiselleştirilmiş tedavi”, “hassas onkoloji”, “hassas tıp” da denilen bu yeni yaklaşım sayesinde kanseri yenmek, yayılmasını durdurmak ya da yavaşlatmak, hastaların yaşam kalitesini yükseltmek, yaşam sürelerini uzatmak mümkün. 

Son yıllarda genetik testler ile ilgili kaliteli bilimsel çalışmalardan elde edilen veriler çok anlamlı sonuçlar ortaya koymaya başladı, daha önceleri tedavisi mümkün olmayan bazı kanser türleri için tedavi alternatifleri bulmak mümkün hale gelebiliyor. Bu yüzden çok da uzun olmayan bir süre sonra hemen hemen tüm hastalıklarda uygulanmaya başlayacak olan “genetik profilleme” onkoloji alanında neredeyse rutine girmek üzere.

BioGenA bu amaçla kuruldu. Uzun yıllar ilaç sektöründe yönetici olarak çalıştım ve her zaman karşılanmamış ihtiyaçlara odaklandım. Sektörde son yıllarımı onkoloji alanında geçirdim gittiğim yurtdışı kongrelerin tamamında ağırlıklı konuşulan konu “genetik profilleme”, “kanser genetiği” ve bu alanda elde edilen verilerin tartışılması üzerineydi. 

Türkiye’de bu alanda net bir ihtiyaç olduğunu gördüm ve 2018 yılının başında BioGenA’yı kurdum. Her şeyden önce dünyadaki gelişmeleri yakalamak açısından da kritik bir konu olan bu alan hem doktorlar hem de hastalar için büyük önem taşıyor. 

Kısa bir süre önce de kanser genetiği alanında dünyanın en büyük ve en ileri teknolojisine sahip firması Caris Life Science ile işbirliği yaparak onkologlara ve kanser hastalarına kişiselleştirilmiş kanser tedavisi, genetik profilleme ve genetik haritalama alanında Türkiye ve yakın coğrafyada hizmet vermeye başladık. 

BioGenA olarak hastalıklara “genetik” olarak ışık tutan bir yaklaşım ile tedavilerde yol gösterici olmayı amaçlıyoruz. Onkoloji, genetik hastalıklar, nadir görülen hastalıklar gibi önemli sağlık problemlerine odaklanmış bir şirket olan BioGenA, kişiye özel tedavi çözümleri, teşhis ve tedavilerde belirleyici genetik materyal ve testler, kök hücre tedavileri konularında çalışmalarını sürdürmektedir.

Amacımız hastalıklara genetik olarak ışık tutmada öncü bir rol oynamak.

Akın Çoban kimdir?

1999 yılında ilaç sektöründe işe başladı, yerli ve yabancı firmalarda Satış Uzmanı, Bölge Müdürü, Ürün Müdürü ve en son da İş Birimi Yöneticisi görevlerinde bulundu. Uzun yıllar sektörde yönetici olarak çalıştıktan sonra 2018 yılının başında BioGenA’yı kurdu. Kişisel olarak gelecekle ve gelecek teknolojileri ile ilgileniyor. Bu konu hakkında yazılar yazdığı kişisel bir bloğu ve dergi var, ayrıca ulusal bir gazeteye de de içerik desteği veriyor.


Akın Çoban
BioGenA
Founder&CEO

Kategori: DOKTORCLUB ÖZEL