Waterloo Üniversitesi ve Klinik Değerlendirme Bilimi Enstitüsü'nden uzmanlar tarafından gerçekleştirilen araştırma, daha önce nörolojik ya da psikiyatrik bozuklukları olan bireylerin gelecekte zihinsel komorbiditeler açısından yüksek risk altında olduğunu belirledi.

Çalışma, Ontario'da yapıldı ve hem popülasyon büyüklüğü hem de çalışma süresi açısından şimdiye kadar yapılanların en büyüğü niteliğinde. Erkek veya kadın olmanın nörolojik ve psikiyatrik durumların gelişimi üzerindeki etkisini inceleyen bu araştırmanın sonuçları, biyolojik cinsiyetin, riski önemli ölçüde artırdığını da göstermekte.

Waterloo Eczacılık Okulu'nda profesör ve çalışmanın baş yazarı olan Colleen Maxwell şu yorumu yaptı: “Küresel olarak nörolojik ve psikiyatrik bozukluklar, sakatlık ve ölümün önde gelen nedenleridir. Hangi bozuklukların veya koşulların risk faktörleri olduğunu veya daha sonraki bozuklukların erken belirtileri olduğunu anlamak, sağlık hizmeti sağlayıcılarının, bu koşullarla yaşayan bireyler, aileler için proaktif bakım sağlamasına yardımcı olacaktır.”

Gelecekte Nörolojik ve Psikiyatrik Bozukluk Riski

Ekip, araştırmalarında, Ontario'da 40 ila 85 yaşları arasındaki beş milyondan fazla insandan gelen verileri analiz etmek için il sağlık veritabanlarını kullandı. 14 yıllık bir süre boyunca, araştırmacılar demans, Parkinson hastalığı ve inme dahil olmak üzere yaygın nörolojik bozukluk çiftleri ile depresyon ve anksiyete gibi psikiyatrik bozukluklar arasındaki ilişkiyi incelediler.

Daha önce bir felç geçirmenin gelecekteki bir bunama riski ile nasıl ilişkili olduğunu veya tersi bir durumu araştırıp, bu koşullar aralığı arasındaki bağlantıyı her iki yönde de incelediler. Ekip, vakaların çoğu için ikinci bir durum geliştirme oranının arttığını belirledi; örneğin, daha önce Parkinson hastalığı teşhisi konan kişilerin demans geliştirme riskinin dört kat arttığı bulundu.

Ayrıca, daha önce felç geçirmiş olanlar demans geliştirme riskinin iki katından fazlasına sahipti. Ek olarak, araştırma, daha önce psikiyatrik bozukluklara sahip olmanın, yaşamın ilerleyen dönemlerinde artan bunama oranı ile ilişkili olduğunu ileri sürdü. Bazı koşullar için, ikinci bozukluğu geliştirme şansı, ilkinden sonra on yıl veya daha uzun süre devam etti.

Erkekler ve Kadınlar için Farklı Etkiler

Çalışma sonuçları, kadınların ve erkeklerin, daha önceki bir zihinsel rahatsızlığı yaşadıktan sonra gelecektekileri geliştirme risklerinde farklılıkları gösterdi. Bir örneğe göre, daha önce felç geçirmiş erkek ve kadınları değerlendirirken, kadınların yaşamlarının sonlarında bunama geliştirme olasılığı erkeklerden çok daha yüksek çıktı.

Ekip, araştırmalarının yalnızca bu koşullara sahip bireylerin bakımını iyileştirmeye değil, aynı zamanda bir bütün olarak sağlık sistemlerinin planlanmasını geliştirmeye yardımcı olabileceğinden umutlu.

Kaynak: healtheuropa.eu