İnsan Kanındaki Yeni Teknik HIV Tedavisine Yönelik Potansiyelleri Ortaya Çıkarıyor

  • 05/04/2022

İnsan Kanındaki Yeni Teknik HIV Tedavisine Yönelik Potansiyelleri Ortaya Çıkarıyor

HIV salgını, COVID-19 pandemisi sırasında göz ardı edildi, ancak yalnızca geçen yıl içinde tahmin edilen 1,5 milyon yeni enfeksiyonla insan sağlığına yönelik kritik ve devam eden bir tehdidi temsil ediyor.


İlaç geliştiricileri ve araştırma ekipleri, 40 yılı aşkın bir süredir HIV için yeni tedavi yöntemleri arıyorlar, ancak virüsün insan vücudunda nasıl enfeksiyon oluşturduğuna dair anlayışları sınırlı. Yalnızca 12 proteini ve SARS-CoV-2'nin yalnızca üçte biri büyüklüğünde bir genomu olan bu küçük virüs, hücrelerini çoğaltıp sistemler arasında yayılmak için vücudu nasıl ele geçiriyor?


Bu soruyu yanıtlamak için Northwestern Medicine'deki bilim insanları, HIV için daha uzun süreli tedavilerin ve yeni terapötik stratejilerin önünü açabilecek CRISPR gen düzenleme teknolojisindeki gelişmeleri kullanıyor.


Takımın Nature Communications dergisinde yayınlanan yeni çalışmasında, bilim insanları kandaki HIV enfeksiyonu için önemli olan insan genlerini tanımlamada yeni bir CRISPR gen düzenleme yaklaşımı kullandılar ve rol oynayabilecek 86 gen buldular. Çalışma, HIV'in DNA'mıza nasıl entegre olduğunu ve kronik bir enfeksiyon oluşturduğunu anlamak için yeni bir yol haritası öneriyor.


Northwestern'den ortak yazar Judd Hultquist şunları söylüyor: “Mevcut ilaç tedavileri, HIV salgınıyla mücadelede en önemli araçlarımızdan biri ve viral replikasyonu - yayılmayı bastırmada inanılmaz derecede etkili oldu. Ancak bu tedavi yöntemleri henüz kesin çözüm değil, bu nedenle HIV ile yaşayan bireyler, uygun fiyatlı sağlık hizmetlerine sürekli erişim gerektiren katı bir tedavi rejimini takip etmek zorundalar.” Hultquist, virüsün nasıl çoğaldığını daha iyi anlayarak tedavilerin bir gün şifaya dönüşebileceğini de sözlerine ekledi.


Tedavide Ödün Vermeyen Bir Yöntem


Şimdiye kadar, çalışmalar, HIV'in laboratuvarda nasıl çoğaldığını incelemek için model olarak ölümsüzleştirilmiş insan kanser hücrelerinin (HeLa hücreleri gibi) kullanımına dayanıyordu. Bu hücrelerin laboratuvarda manipüle edilmesi kolay olsa da, insan kan hücrelerinin kusurlu modelleridir. Ek olarak, bu çalışmaların çoğu, belirli genlerin ekspresyonunu azaltmak için teknolojiyi kullanıyor, ancak onları CRISPR'de olduğu gibi tamamen kapatmıyor; bu, bilim insanlarının bir genin viral replikasyonu bastırmaya veya yardım etmeye dahil olup olmadığını her zaman net bir şekilde belirleyemeyeceği anlamına geliyor.


Çalışmada, HIV tarafından hedeflenen ana hücre tipi olan T hücreleri, bağışlanan insan kanından izole edildi ve CRISPR-Cas9 gen düzenlemesi kullanılarak yüzlerce gen nakavt edildi. "Nakavt" hücreler daha sonra HIV ile enfekte edilip analiz edildi. Viral replikasyon için önemli bir geni kaybeden hücreler enfeksiyonda azalma gösterirken, antiviral bir faktör kaybeden hücreler enfeksiyonda artış gösterdi.


Ekip, tüm potansiyel HIV konak faktörlerini tanımlamak için insan genomundaki her geni bağımsız olarak devre dışı bıraktıkları veya etkinleştirdikleri genom çapında taramayı mümkün kılmak için bu teknolojiyi daha da geliştirmekten heyecan duyuyor. Bu veriler, bulmacanın kritik bir parçasını temsil edecek ve bu da onları tedavi edici stratejilere daha da yaklaştıracak.

Kaynak: www.sciencedaily.com


Kategori: SEKTÖREL GÜNDEM