HIV Beyine Yerleşerek Demans Riskini Artırıyor

  • 02/06/2018

HIV Beyine Yerleşerek Demans Riskini Artırıyor

HIV'i sadece kan dolaşımında değil, beyin ve omurilikte de bağışıklık hücrelerini hedef alıyor. AİDS Olmasanızda demans riskiniz yüksek.

AIDS'e neden olan HIV virüsünün, istilacı mikroorganizmalarla savaşmaktan ve habis kanserleri bastırmaktan sorumlu olan bağışıklık sistemi hücrelerini hedefleyip etkisiz hale getirdiği uzun zamandır bilinmektedir. Daha yakın zamanlarda, araştırmacılar ayrıca HIV'i sadece kan dolaşımında değil, beyin ve omurilikte de bağışıklık hücrelerini hedef aldıklarını ve HIV'in bir kişinin vücudunda uzun yıllar boyunca uyuyabileceğini öğrenmişlerdir. Dr. Habibeh Khoshbouei, bu problem üzerinde çalışmış ve HIV'de beynin bir sonucunun yaşa bağlı hastalıkların çok daha erken geliştiğini öğrenmiştir. Buna Alzheimer ve Parkinson hastalığı gibi nörolojik durumların yanı sıra uyuşturucu bağımlılığına karşı artan duyarlılık da dahildir.

HIV etkileri tedaviye rağmen devam ediyor

20 yıldan uzun süredir, antiretroviral ilaçların güçlü ilaç kombinasyonları HIV enfeksiyonu olan kişileri tedavi etmek için kullanılıyor. Bu ajanlar 36 ila 49 yaşlarındaki HIV ile enfekte hastalar için yaşam beklentisini dramatik bir şekilde artırdı. Kombinasyon antiretroviral tedaviler (CART) kandaki viral yükleri tespit edilemeyen seviyelere indirse de, HIV, merkezi sinir sistemi içinde saklanabilir. Beyinde mikroglia adı verilen hücrelerin genomlarına entegre olabilir(beynin bağışıklık hücreleri). 

Beyinde, HIV viral proteinler üretmeye devam eder ve beyinde hem enfekte hem de enfekte olmayan hücrelere zarar verir, bunama, bağımlılık ve diğer nörolojik problemler için riski artırır. HIV'li herkes bunu deneyimleyecektir. Çünkü HIV genomla bütünleşir ve tedavi için gerekli olan CART kan beyin bariyerini aşamayarak beynin içine geçme sorunları yaşar.

HIV proteinleri dopamin seviyesini düzensizleştirir

“HIV enfeksiyonu ve nörolojik hastalık arasındaki bağlantıyı araştırmak için HIV viral proteini düzeylerini kontrol edebileceğimiz bir fare kullandık. Laboratuvarımızda HIV-1 Tat olarak adlandırılan bir HIV proteininin beyinde bir nörotransmitter olan dopamin üretimi için gerekli olan önemli bir proteinin seviyesini azalttığını keşfettik” Diyor Florida Üniversitesi’nden Doug Miller.

Dopamin, merkezi sinir sistemindeki nöronlar ve kandaki bağışıklık hücreleri tarafından üretilir. konfokal mikroskop kullanarak, meslektaşlarım ve ben HIV-1 Tat proteini içeren farelerin beyinlerinde dopamin üreten alanları ayrıntıları görmek için dikkatlice inceledik ve nöronların canlı olduğunu keşfettiğimizde şaşırdık. Keşfettiğimiz nöronlar normalde dopamin üretmesi gerekirken üretemedi. Ayrıca, bazı nöronlarda tirozin hidroksilaz adı verilen dopamini yapmak için gerekli olan bir enzimin artık tespit edilemediğini de bulduk. Bu farelerin çok fazla dopamin yapamayacağını gösterir.

Glia dergisinde yayınlanan araştırma sonuçları, HIV hastalarının beyindeki dopamin düzeylerini bozmaya bağlı nörolojik ve nöropsikiyatrik hastalıklara karşı daha savunmasız olduklarını ortaya koymaktadır. Mikroglial hücreler HIV-1 Tat proteinini salgıladığında, dopamin nöronlarına girerek aktivitelerini azaltabilir, böylece daha az dopamin üretirler. Bu, beyindeki hücrelerin birbiriyle iletişim kurma yeteneklerini azaltır. Ayrıca, beyindeki substantia nigra olarak adlandırılan bir bölgesindeki düşük dopamin seviyesi sonucu Parkinson hastalığı yanısıra metamfetamin ve kokain gibi maddelere bağımlılığa neden olarak ön plana çıkar. Hastaların beyindeki HIV enfeksiyonunun uzun vadeli sonuçlarını tersine çeviren tedavilere ihtiyacı var.

Kaynak: https://theconversation.com/hiv-lies-dormant-in-brain-increasing-risk-of-dementia-but-how-96621

Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM