Pittsburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, beyne doğrudan duyusal geri bildirim sağlamanın, bozulmuş bir hastanın robotik kol kontrolünü önemli ölçüde artırdığını gösterdiler. Kol bir beyin-bilgisayar arayüzüyle çalıştırıldı, ancak sistem aynı zamanda beynin duyusal geribildirimden sorumlu bir bölgesine beyin implantlarını da içeriyordu. Hasta kolu kullanarak görevleri tamamladığında, duyusal geri bildirim etkinleştirildiğinde önemli ölçüde daha hızlıydı ve birisinin eliyle kavradığı bir nesneyi hissetme şeklini taklit ediyordu. Tekniğin, beyin-bilgisayar arayüz sistemlerinin kullanımını daha kolay ve sezgisel ve dolayısıyla pratik hale getirebileceği öngörülüyor.

Beyin-bilgisayar arayüzleri, uzuvları üzerinde tam motor veya duyusal kontrolü olmayan kişiler ve ampüteler için hayatı değiştirmeye hazır. Tekerlekli sandalyelerden robotik protezlere kadar çeşitli fırsatlar sunuyor. Bununla birlikte, etkileşimde bulunulan nesneler hissedilemiyorsa, uzuv kullanmak oldukça zordur.

Bunu ele almak için, bu en son beyin-bilgisayar arayüzü, somatosensoriyel kortekste beyin implantları şeklinde duyusal geri bildirim içeriyor ve kullanıcının robotik bir kolu çalıştırırken duyusal dokunsal geri bildirim almasına izin veriyor. Sistem ayrıca motor korteksinde kullanıcının kolu kontrol etmesine izin veren implantlar içeriyor.

Sistemin ilk ve tek kullanıcısı Nathan Copeland, dünyada bu tür duyusal implantları alan ilk hasta oldu. Bir trafik kazasının ardından Copeland, kollarını sınırlı bir şekilde kullanabildi ve bir klinik denemenin parçası olarak implantları yerleştirmek için gönüllü oldu.

Bu son çalışmada, Copeland çeşitli görevleri tamamlamak için robotik kolu kullandı ve araştırmacılar, duyusal geribildirimli ve bu olmadan geçen süreyi karşılaştırdılar. Sonuçlar, Copeland'ın duyusal geri bildirim etkinleştirildiğinde neredeyse yarı sürede görevleri tamamladığını göstermekte.

Çalışmaya katılan araştırmacı Jennifer Collinger bir basın bülteninde, “Bir anlamda, olmasını umduğumuz şey bu ama belki de gözlemlediğimiz ölçüde değil. Uzuvlardan ve ellerden gelen duyusal geri bildirim, günlük hayatımızda normal şeyler yapmak için son derece önemlidir ve bu geri bildirim eksik olduğunda, insanların performansı bozulur.” dedi.

Kaynak: https://www.medgadget.com/