İlaca Dirençli Enfeksiyon Kriziyle Mücadelenin Anahtarı: Aşılar

  • 22/07/2022

İlaca Dirençli Enfeksiyon Kriziyle Mücadelenin Anahtarı: Aşılar

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), aşı geliştirme ve erişiminin artırılmasının ilaca dirençli enfeksiyonlarla mücadelede çok önemli bir silah olacağını belirtti. Antimikrobiyal direnç (AMR), insan sağlığına yönelik en büyük tehditlerden biridir ve bakteriler, virüsler, mantarlar veya parazitler, onları tedavi etmek için kullanılan antibiyotikler ve antiviraller gibi antimikrobiyal ilaçlara direnç geliştirdiğinde ortaya çıkar. DSÖ, aşı denemelerinin hızlandırılması ve ilaca dirençli enfeksiyonlarla mücadele için mevcut aşıların küresel olarak kullanılabilir hale getirilmesi gerektiğine inanmakta.


The Lancet'teki yakın tarihli bir rapor, AMR'nin 2019'da 4,95 milyon ölümle ilişkili olduğunu ve doğru antibiyotiklerin kullanılması halinde düşük ve orta gelirli ülkelerde her yıl 5,7 milyon ölümün önlenebileceğini ortaya koydu. Ek olarak, ventilatör ve kateterlerle bağlantılı enfeksiyonlar bu ülkelerde ABD'ye kıyasla 13 kat daha fazla ve yeni doğanlar arasında sağlık hizmeti kaynaklı enfeksiyonlar da (HAI'ler) yüksek gelirli ülkelere göre 20 kata kadar daha fazla.


DSÖ raporları, aşıların ilaca dirençli enfeksiyonlara karşı güçlü bir araç olabileceğini ve antimikrobiyal ilaçların uygulanmasını azaltmaya yardımcı olabileceğini savunuyor. DSÖ'nün antimikrobiyal direnç genel müdür yardımcısı Hanan Balkhy, “Aşı kullanılarak enfeksiyonların önlenmesi, AMR'nin ana itici güçlerinden biri olan antibiyotik kullanımını azaltır. Yine de, AMR'ye bağlı ölümlerden sorumlu ilk altı bakteriyel patojenden sadece birinin, Pnömokok hastalığının (Streptococcus pneumoniae) aşısı vardır.” dedi.


Johns Hopkins Bloomberg Halk Sağlığı Okulu'nda uluslararası sağlık profesörü olan David Sack de şunları söyledi: “Etkili bir aşı enfeksiyonu önlediğinde, enfeksiyonun antibiyotiklere duyarlı veya dirençli olması önemli değildir. Enfeksiyonun toplam insidansını azaltır ve böylece dirençli suşların yanı sıra hassas suşların neden olduğu enfeksiyonların sayısını azaltır.”


DSÖ raporu, geçen yıl insan testlerinin farklı aşamalarında 61 aşı adayını ve hızlandırılmış geliştirmeye ihtiyaç duyan insanlarda henüz test edilmeyen geliştirme aşamasındaki 94 aşı adayını vurgulamakta. Rapor ayrıca, özellikle kaynak bakımından yetersiz bölgelerdeki insanlar için mevcut aşılara adil, tarafsız ve uluslararası erişim çağrısında bulunuyor. Şu anda, WHO'nun pnömokok hastalığı, Haemophilus influenzae tip b (Hib), tüberküloz (TB) ve tifo gibi dört öncelikli patojenin neden olduğu hastalıklar olarak sınıflandırdığı aşılar bulunmakta. Bununla birlikte, BCG aşısı olarak adlandırılan verem aşısı artık hastalıktan tam koruma sağlamıyor, bu da daha etkili aşılara acilen ihtiyaç duyulduğu anlamına geliyor. Diğer üç enfeksiyonun etkili aşıları var, ancak antibiyotik kullanımını azaltmak ve ölümleri önlemek için yaygın olarak dağıtılmaları gerekiyor.


Antibiyotik Kullanımının Azaltılması


Antibiyotikler bazen teşhis eksikliğinden dolayı virüsler için yanlış reçete edilir. Bu nedenle DSÖ, daha iyi enfeksiyon kontrol uygulamaları, tarımda antibiyotik kullanımının kontrol edilmesi, yeni antimikrobiyaller ve teşhislerin geliştirilmesi ve AMR sürveyansının iyileştirilmesi gibi uygun antimikrobiyal kullanımını sağlamak için başka önlemler talep etmekte.


Kalküta'daki Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nde danışman bir çocuk doktoru olan Agnimita Giri Sarkar şunları söyledi: “Gelişmekte olan ülkelerde, reçetesiz veya eski reçeteli antibiyotik temini ve antibiyotikler hakkında yanlış bilgi ile kendi kendine ilaç temini, antimikrobiyal dirence katkıda bulunan büyük bir tehdidi meydana getiriyor.”


DSÖ, antibiyotiklere en çok ihtiyaç duyulan yerlerde erişimi artırmayı ve sorumlu kullanımı sağlamayı amaçlayan SECURE adlı bir proje üzerinde işbirliği yapmakta.

Kaynak: healtheuropa.eu


Kategori: SEKTÖREL GÜNDEM