Hindi Yemenin Kolitle İlişkisi

  • 24/11/2023

Hindi Yemenin Kolitle İlişkisi

Ülseratif kolit gibi iltihabi bağırsak hastalıkları olanlar için, yiyecek ağrılı semptomları tetiklemiyor olsa bile yemek yemek stresle ilişkilendirilebilir. Fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırma, belirli gıdaların (özellikle hindi, domuz eti, fındık ve tohumlar gibi triptofan açısından zengin olanların) kolit alevlenmesi riskini azaltabileceğini öne sürüyor. Bulgular, eğer sonuçlar insanlarda doğrulanırsa, uzun vadeli kolit tedavisini iyileştirmeye yönelik invazif olmayan bir yönteme işaret ediyor.


Thomas Jefferson Üniversitesi'nde immünoloji alanında yardımcı doçent olan kıdemli yazar Sangwon Kim, “Ülseratif kolit için bazı tedaviler olmasına rağmen, herkes bunlara yanıt vermiyor. Bu hastalığın yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkisi var ve kolonun veya kanserin alınması için ameliyat yapılmasına yol açabilir.” dedi. Araştırma geçen hafta Nature Communications'da yayınlandı.


Ülseratif kolit, kolon ve rektumun iç zarının iltihaplanmasından kaynaklandığından, Dr. Kim ve meslektaşları iltihaplı dokuyu soğutmanın yollarını aradılar. Enflamasyon döngüsünü kırmaya yardımcı olabilecek, T-düzenleyici (T-reg) hücreler adı verilen bir grup bağışıklık hücresine odaklandılar. Eğer kolona daha fazla T-reg hücresi gönderebilirlerse belki de kolite neden olan iltihabı azaltabilirler. Dr. Kim'in ekibi, T-reg hücrelerini nasıl çekebileceklerini düşündü ve T-reg hücrelerinin yüzeyinde, kolon için mıknatıs görevi gören spesifik bir reseptör buldu. T-reg hücreleri, CPR15 adı verilen bu reseptörden ne kadar fazlasına sahipse, kolona o kadar güçlü bir şekilde çekilirler. Bu yüzden mıknatısın gücünü artırmak için T-reg hücrelerinin daha fazla GPR15 üretmesini sağlayabilecek moleküller aradılar. Triptofanın (veya triptofanın vücutta parçalandığı moleküllerden birinin) GPR15 adı verilen bu reseptörleri artırabildiğini buldular.


Bu moleküllerin koliti kontrol edip edemeyeceğini test etmek için araştırmacılar, iki haftalık bir süre boyunca farelerin diyetine triptofan takviyesi yaptı. Ekstra triptofanla beslenmeyen farelerle karşılaştırıldığında kolon dokusundaki inflamasyonu baskılayan T-reg hücrelerinin miktarında iki kat artış görüldü. Dr. Kim'in ekibi ayrıca kolit semptomlarında da azalma gördü. Dahası, triptofanın diyetten çıkarılmasından sonra etkilerin en az bir hafta sürdüğü görüldü. Bununla birlikte, kolit alevlenmesi sırasında farelere triptofan verildiğinde çok az fayda sağladı; bu, bu diyet değişikliğinin, onları tedavi etmek yerine yalnızca gelecekteki alevlenmeleri önlemede etkili olabileceğini düşündürdü.


Şans eseri bir bulguyla, GPR15'i artırabilecek molekülleri ararken araştırmacılar aynı zamanda sigara içmenin kolite karşı neden koruyucu göründüğünü açıklamaya yardımcı olan bir moleküle de rastladılar. Araştırmacılar uzun zamandır sigara içen kişilerde ülseratif kolit görülme sıklığının genel halka göre daha düşük olduğunu gözlemlemişlerdi. Kim'in ekibi, sigara ve barbekü dumanında yaygın olarak bulunan ve aynı zamanda T-reg hücrelerindeki GPR15 düzeylerini artırabilen bir molekül buldu. Dr. Kim, “Her ikisi de kolite karşı korunmaya yardımcı olsa da, triptofan açıkça daha güvenli ve sağlıklı bir seçenektir.” diyor.


Gelecekte araştırmacılar bu sonuçların kolit hastalarına da uygulanıp uygulanamayacağını test etmeyi planlıyor.

Kaynak: www.sciencedaily.com


Kategori: BİLİMSEL GÜNDEM