Araştırmacılar, üçlü negatif meme tümörlerinin mekanik özelliklerinin, kanserli hücrelerin diğer organlara yayılma şeklini nasıl etkileyebileceğini buldu. Garvan Tıbbi Araştırma Enstitüsü'nün yeni bulgularına göre, erken evre kanserin tipik özelliği olan daha yumuşak tümör ortamları, üçlü negatif meme kanseri hücrelerini metastaz sırasında hayatta kalmak için ekstra bir enerji kaynağı kullanmaya hazırlayabilir.

Hücre ve fare modellerinde yapılan çalışma, bu değiştirilmiş kanser hücresi metabolizmasını hedef alan ilaçların, metastatik üçlü negatif meme kanseri tedavilerini artırabileceğini öne sürüyor.

Garvan ve Advanced Science'da yayınlanan çalışmanın kıdemli yazarı Doçent Cox, “Araştırmamız, yumuşak doku ortamlarındaki üçlü negatif meme kanseri hücrelerinin, diğer organlara yayılmada daha iyi hayatta kalmak için 'hazırlandığını' ve bunu yapmak için alternatif bir metabolizma biçimine geçtiklerini gösteriyor. Bu, daha yumuşak tümörlerden yayılan üçlü negatif meme kanseri hücrelerinin daha agresif olduğunu ve kanser hücresi metabolizmasını hedef alan ilaçların, metastatik üçlü negatif meme kanseri tedavisi gören hastalara fayda sağlayabileceğini gösteriyor.” dedi.

'Yeni Tedavi Seçeneklerine Duyulan İhtiyaç' 

Üçlü negatif meme kanserleri oldukça agresiftir. Yalnızca Avustralya'da her yıl yaklaşık 2.500 kadına bu tür kanser teşhisi konuluyor. Bu tür kanserlerin tedavisi zordur çünkü diğer meme kanserlerinde hedef alınabilecek üç reseptörden yoksundurlar. Bu nedenle daha fazla tedavi seçeneğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Ekip, üçlü negatif meme kanseri hücrelerinin çevrelerinin fiziksel sertliğine nasıl tepki verdiğini keşfetmek için tümörlerin özelliklerini taklit eden biyomateryaller kullandı. Araştırmacılar, kanser hücrelerinin yumuşak ortamlarda büyüdüğünde daha dirençli olmaya hazırlandığını buldu. Fare modellerine enjekte edildiğinde, kanser hücrelerinin yeni bölgelere metastaz yapma olasılığı, sert tümör ortamlarından gelenlere kıyasla 11,8 kat daha fazlaydı. Yumuşak ortamlar, kanser hücrelerinin "yakıt" tercihini, vücutta dolaşırken dayanıklılıklarını artıracak şekilde değiştirdi.

Bu hazırlanmış hücreler glikozu metabolize etti ve aynı zamanda dahili yakıt rezervleri olarak lipitleri de stokladı. Bu, birincil tümör bölgesinden yolculukları için daha dayanıklı bir enerji yolu olan lipit metabolizmasını artırdı.

Araştırmayı doktora sonrası olarak tamamlayan başyazar Dr. Elysse Filipe, “Hem glikozu hem de yağları enerji kaynağı olarak kullanmaya geçiş, hücreleri kan dolaşımında dolaşmanın ve vücutta yeni tümör bölgelerinin tohumlanmasının neden olduğu mekanik streslere karşı daha iyi hayatta kalabilmeleri için donatıyor. Üçlü negatif meme kanseri hücrelerinde lipit metabolizmasını bloke ederek, yüksek enerji talepleri karşılığında onları 'aç bırakmayı' ve bir hücre modelinde metastazı azaltmayı başardık.” dedi. Doçent Cox şu sonuca vardı: “Çalışma, agresif kanserler için yeni tedaviler tasarlanırken tümörlerin içindeki ve arasındaki mekanik çeşitliliğin dikkate alınmasının öneminin altını çiziyor. Şimdi hedeflenen metabolik inhibitörleri mevcut tedavilerle eşleştirmenin metastazı sınırlandırıp sınırlayamayacağını ve üçlü negatif meme kanseri hastaları için sonuçları iyileştirip iyileştiremeyeceğini araştırmayı planlıyoruz.”

Kaynak: healtheuropa.eu