Kanser tedavisinde C vitaminin yeri tartışmalı, ama Iowa Üniversitesi'nden araştırmacılar başarısızlığın yanlış kullanımdan kaynaklandığını düşünüyor.

C vitamini genelde ağızdan alınır, ancak Iowa Üniversitesi'nden araştırmacılar sindirim sistemini baypas ederek damardan alınan C vitaminin kanda 100-150 misli daha yüksek oranlara ulaşacağını ve kandaki yüksek doz C vitaminin kanser hücrelerine saldırma yeteneği olduğunu gösterdiler.

Daha önce aynı ünivesiteden biyolog Garry Buettner'ın bulgularına göre, farelerde yapılan deneylerde bu gibi yüksek doz C vitamini seviyeleri kanser hücrelerini öldürürken normal hücreleri öldürmüyordu. Şimdi üniversite hastanesinin doktorları bu yaklaşımı pankreas kanseri ve akciğer kanseri vakalarında standart kemoterapi ve radyoterapi uygulamalarıyla klinik deneylerde test ediyorlar. İlk sonuçlara göre tedavi güvenli, iyi tolere ediliyor ve hastaların durumlarında iyileşme görülüyor. Şu anda devam eden daha geniş klinik testlerin amacı ise hayatta kalma sürelerinde iyileşme olup olmadığını görmek.

Aralık 2016'da yayınlanan Redox Biology de Buettner ve arkadaşları yüksek dozda C vitamininin kanser hücrelerini öldürmesinin biyolojik detaylarını verdiler. Çalışmada anlatıldığı üzere C vitamini, çok kolay parçalanarak doku ve DNA hasarı oluşturabilen bir reaktif oksijen türü olan hidrojen peroksiti oluşturuyor. Tümör hücreleri normal hücrelere göre hidrojen peroksiti yok etmekte daha başarısız, dolayısıyla kanserli hücreler yüksek dozda hidrojen peroksitten daha fazla zarar görmeye meyilli. Bu da klinik deneylerinde görüldüğü gibi, yüksek C vitamini düzeylerinin neden normal dokuları etkilemezken, tümör dokularına zarar verdiğini açıklıyor.

Sağlıklı hücrelerin hidrojen peroksiti düşük seviyelerde tutup elimine etmekte bazı yöntemleri var, yeni çalışma gösteriyor ki "katalaz" enzimi C vitaminini parçalayarak hidrojen peroksiti elimine etmekte ana rolü oynuyor; katalaz aktivitesi düşük olan hücreler de daha kolay zarar görüp ölüyor. Buettner, hangi kanser türlerinde hücrelerde katalaz seviyelerinin düşük, dolayısıyla yüksek doz C vitamini terapisine yanıt verebilecek, hangilerinde ise katalaz seviyesi yüksek ve tedaviye daha az yanıt verecek olduğunu belirlemede bu bilginin önemli olduğunu vurguluyor.

Çalışmanın daha sonraki hedefi, tümörlerde katalaz seviyelerini ölçme yöntemleri geliştirmek.

Kaynak: University of Iowa Health Care